Durum

Şişe

Yürüyordu, elinde bir şampanya şişesi kaldırımın sokağa uzak tarafında yürüyordu. Sonunda mutlu haberi aldı ya ondan mutlusu yoktu. Artık her şey çok güzel olacaktı. Önünde yepyeni kapılar açılacaktı, istediği her şeye bir adım daha yakındı. 

Kutlama adetidir ya elinde de bir şişe şampanya. Adet dediğime bakmayın bir geceliğine o keyfi yaşamak için, o günün farkı olsun diye markete gitmiş ve parasına kıymıştı. Çok da pahalı değildi ya ama ona yeterdi bu geceyi kutlamak için. Askıda, bir süre özel günlerin yolunu gözlemiş elbisesi ile tam bir kutlama modundaydı. Evdeki arkadaşlarının mutlu yüzlerini, güzel sözlerini düşündü.

Karşı kaldırımda bir adam gölgeler arasından bağırdı “Pşşt güzelim baksana”. Tam güneş batmıştı ve karanlık şehrin bir tarafından öbürüne yayılmaktaydı yavaş yavaş. Civcivli iş dönüş saati yeni bitmişti ve sokaklar boştu.

Aksidir ya tam da karşıya geçmesi gerekiyordu eve gitmek için. Işık yandı, bir anlık tereddüt de olsa geçti karşıya. İyice karanlığa bürünmüş adam devam etti; “nereye yavrum”. Artık ses daha da yakındı, cüretkarlığı da bir o kadar artmıştı. Yürümeye devam etti ama arkasında ayak sesleri…

Susmuyordu.

“Ne seksi bacaklar o öyle”

“Ya bir dur yüzünü görelim bebeğim ya”

“Sen seversin değil mi?”

Ve omzuna uzanan bir el. Durdu, taş kesildi. Artık o uzaktan gelen ses daha gerçekti ve onu görmezden gelmek bir o kadar zorlaşmıştı. Aklından bir arama motoru hızında kendini koruma yöntemlerini geçiriyordu. Tekme, ancak aşağı taraflara, polis, arkadaş, telefon numarası, biber gazı, bağırmak, koşmak…

O anda sanki istemsizce oldu hepsi. Elinde sıkı sıkı tuttu o şişeyi, kavradı. Hızlı bir hareketle arkasını döndü.

Ve vurdu. Bir daha vurdu ve bir daha vurdu. Hayatı boyunca onu ezmiş olan her erkek için bir daha vurdu. Ona daha ortaokul zamanında, okul eteğiyle gezerken laf atan amcalar için vurdu. Onu giyemezin, bunu yapamazsın diyen her cinsiyetçi erkek arkadaşı için vurdu. Tuhaftır ya şişe de kırılmak bilmiyordu. Başardığında bile kadın olduğu için onu hor gören herkes için bir daha vurdu. Ona başarılarını kutlamak için aldığı şampanya şişesini bir silaha dönüştürten bu sapık, ataerkil sistem için vurdu tekrar.

Artık şişe kırılmıştı.

Kadın dediğin evde “oturacak”, oturmak dediğin her türlü ev işi bir de kocaya hizmet olacak. Kadın dediğin onu giymeyecek, şunu sürmeyecek ama güzel olacak. Kadın dediğin nazlı olacak ama peşinden koşturmayacak. Kadın dediğin başaracak ama kocasından çok başaramayacak. Kadın dediğin evinde oturacak, hayalleri ve amaçları olmadan oturacak.

Kadın dediğin ne yapsın? Neyi yapsın? Kadın dediğin değil, kadın ne yapsın kadın?

Bağırdı ve haykırdı. Tüm sokak duysun, şehrin tüm kadınları sokaklara dökülsün istedi. Nefesi bitene kadar haykırdı. Fazlasını istediği yoktu sadece bir kadın olarak bir insan gibi davranılmak istiyordu. Susmayacaktı.

Adımlarını hızlandırdı. Kaçar adım derler ya tam da öyle sokağı döndü. Kafasında bir yere not aldı; bir daha bu sokağı kullanmasam iyi olur.

Yorum bırakın